Felsefe nedir? Felsefenin üzerinde uzlaşılmış bir tanımı yoktur. Esasında uzlaşı da felsefede yer almaz. Bu zamana dek felsefe terminolojisinin ve referans alınacak tanımların oluşmaması felsefenin uzlaşmaz özelliğine bağlıdır. Sürekli bir şüphecilik ve sonsuz sorgulama isteği onun için bir yargıda bulunmayı zorlaştırır. Nitekim felsefe adı altında toplanan etkinliklerin böyle bir gayesi de olmamalıdır.
Felsefe sözcüğünün Yunanca aslı “philosophia”dır ve iki ayrı sözcüktür: “Philio” sevgi anlamına gelir: ‘ “sophia” ise, “bilgelik” ya da genel olarak “bilgi” demektir. “Philosophia”, bilgi ve bilgelik sevgisi, aşkı anlamına geliyor. “Philosophos (filozof) da, “bilgeliği seven”, “bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen” dir. Kelime anlamından yola çıkarak hayati ihtiyaçlarını karşılamış(bak:Maslow- İhtiyaçlar hiyerarşisi) ve öğrenmeye vakit bulmuş insanlarca yapılan bir etkinlik olduğunu görebiliriz. Antik Yunanlılar karınlarını doyurmuş, güzel iklimin ve benzersiz coğrafi konumun etkisiyle Akdeniz’in diğer kısımlarını hüküm altına almıştı. Diğer halklardan akan serveti iyi kullanan Yunanlılar boş zamanlarında öğrendi ve hayal kurdular. Felsefe ise bilge görülen kişilerin olayların aslına ait sorularıyla belirlemeye başladı. Filozof kelimesi İlk olarak Pisagor’da görülmesine rağmen filozofun yolundan ilk zamanlarda bilgeler yürümüştür. Asya’daki bilgelerce hayat sorgulanmıştı ancak Yunan’daki gibi sistematik olmamıştır.
Her ne kadar bilgelik sevgisi anlamına gelse ve Yunan kaynaklı görünse de felsefe, anlam genişlemesine uğramıştır. Kimi zaman dinle kimi zaman kişisel motivasyonla bir tutulmuştur. Filozoflarca övülmüş, yerilmiş yok olduğu iddia edilmiştir. Ancak dilin engelli yapısı ve göreliliği yüzünden hala felsefe kelimesi içerisinde mahpus durumdayız. 1. Varlık, evren, insan ve bilgiyle ilgili düşüncelerin bütünü. 2. Bir bilimin ya da bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü 3. Evreni, dünyayı, yaşamı yorumlama biçimi, dünya görüşü, ideoloji. gibi kamuda bilinen anlamları nette bulunabilir. Burada irdeleyeceğimiz farklı yönleridir.
Kendimizi ve çevremizi tatmin ettikten sonra yapacak bir şey arıyor insan. Kimi bunu diğerlerini sömürme fırsatı olarak değerlendirir. Kimi de sorgulamaya başlar. Burada kişilik hayatı sorgulama merhametini göstermede ortaya çıkar. Yani insan filozof olacak kadar merhametli ve acıma duygusuna sahip olmalıdır. Buradan da insanlığın pek az felsefe içerdiğini görmeliyiz. Çok azımız filozof olacak kadar merhametlidir. Ve çok daha azımız gerçekleri görecek kadar cesurdur. O gerçektir ki sorgulama merhametini gerektirir. Gerçek: insanın gelişme adı altında yaptığı ne varsa sömürüyle alakalı/bağlantılı ve iç içedir. Sömürüyü sorgulama ve insanlık gerçeğini fark etme filozofça bir iştir. Çoğu filozof bunu fark etmiş, insanın yıkımını bertaraf etmek ve insanın içindeki canavarı terbiye etmek amacıyla yaşamışlardır. Kısaca insanı dizginlemeye çalışmışlardır. Filozof insanın terbiyecisi, felsefe de onun aracıdır denebilir.
[bak. dmy.info/filozoflarin-meslekleri]
Felsefe Nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder